Genel Mucizeler Kursu

Mucizeler Kursu için para ödeme!

ego

Hayatın bazen en “karanlık”, en “olumsuz”, en “çıkmaz” gibi algılanan döneminde olduğumuzu sandığımızda, artık mücadele etmekten yorulduğumuzda, kendi çözümlerimiz tükendiğinde, bir vazgeçiş, bir kendini bırakma, bir teslimiyet yaşarız ister istemez. Olumsuz anlamda bakarsak duruma depresyona düşeriz, olumlu anlamda kurtuluşa kapı açarız. Bu seçim bizdedir.

„Bardağın yarısı boş veya bardağın yarası dolu“ deyimi bu seçimi sembolize eder. Olumlu baktığımızda ve içine düştüğümüz eylemsizliğe izin verdiğimizde mucizelerin ortaya çıkacağı zaman olabilir bu durum. Hayata, olanlara ve şartlara karşı beslediğimiz içsel direnç azaldığı, hatta yok olduğu anlarda her daim mevcut özümüzün varlığı öne çıkar. Bunun farkında olmamız dahi gerekmez. Hayata karşı savaşı kaybettiğimizi sandığımızda esasen gerçek gücümüzün doğuşuna yol açarız. Teslimiyetin eşiğinde yere düşmüş bizlere dünyadan olmayan, bizi koruyan, okşayan bir el uzanır ve “Gel artık benimle hakikate” diye usulca fısıldayan bir ses işitiriz. O sesi işitmek bir yana, onu dinlemek ve uzatılan eli tutup onunla gitmek bizim seçimimizdir. Bizi dünyanın ve dünyevi yaşamların yanılsamasından kurtaran el ve sesin gücünü ve anlamını aklımız almaz, hayal gücümüz yetmez. Bu nedenle neyin ne olduğunu veya olmadığını sorgulamaktan ziyade hayata karşı koyduğumuz engelleri tanıyıp, onları aşmaya çalışmak tek anlamlı eylem olur yeryüzünde. Engelleri aşmak için ruhani âlem sayısız yol ve metot sunar ölümlülere ölümsüzlüklerine uyanmaları için. İçlerinden biri Mucizeler Kursu’dur. Mucizeler içinden geçiren yolun sözcüsü İsa Mesih’tir fakat bunun sadece bir isim ve sembol olduğunu unutmayalım. Kursun arkasında konuşan bir insan yok. Kursu yazdıran güç Tanrı Oğlu kavramıyla tanımlanan saf ruh’tur. Saf Ruh nedir? Tanrı’nın tek yaratımıdır. Hepimiz o tek saf ruh’uz özümüzde. Saf ruh’un öne çıktığı her zihin ilahi ilhama açık olur ve herhangi bir şekilde maşa ve araç olarak kurtuluşa hizmet eder. Helen Schucman, Mucizeler Kursu’nu yazmak için maşa oldu örneğin. Kurtuluşa hizmet sunmak parayla ölçülmez, satın alınamaz, özel seçilmişlere yönelik değildir ve armağan olarak alındığı için armağan olarak verilir.

Bugün bir mesaj aldım. İçeriği şu:

“Merhaba, kitabı indirdim ve çalışmaya başladım. Merak ettiğim nokta, bu kitap tek başına çalışılabilecek bir kitap mı? Ya da bu konuda eğitim veren insanlar var mı? Bir kaç kişi buldum fakat ücretleri beni çok aştı. Ne yapmalıyım?”

Türkiye’de Mucizeler Kursu seminerleri “satan” kişiler ve enstitülerin çoğunu tavsiye etmiyorum, hatta ciddi bir öğrencinin onlardan uzak durmasını öneriyorum. Yetkin olan bir kurs öğrencisi ve öğretmeni öğrencilere fahiş fiyatlarla kurslar ve seminerler sunmaz çünkü böyle bir düşünce içermez arınmış bir zihin. Kâr odaklı sunulan bu tür seminerlerin kursun içeriğini saptırarak, yanlış yorumlayarak ve egonun düşünce sisteminde tutsak “öğretmenler” tarafından hazırlandığını anlamak için ermiş olmak gerekmez. Kursun metninde İsa, kursun yalnız yapılacağını, dışarıdan hiç kimseye ihtiyaç olmadığını vurgular. Öğretmenler için el kitabı bölümünde okuyun öğrenci ve öğretmen olmanın ne demek olduğunu. Öğretmen, yaşamıyla örnek olandır ve her öğretmenin ona tahsis edilmiş öğrencileri vardır. Hiçbir yerde öğretmene para ödeyin diye yazmaz.

Paranızı, kitabı satın almaya yatırın ve üşenmeden kitabı okuyun ve dersleri uygulayın. Zihinsel arınmanın kestirme yolu yoktur. “Seminerci kursçuların” tuzağına hazır lokma bekleyenlerin düşmesine şaşmıyorum. Ben şahsen, başkasının ağzından “önceden çiğnenmiş” lokma almam. Hiçbir konuda. Benim yazılarım da böylesi hazır lokmalar değildir. Yazılar, ciddi öğrencilere destek sunan niteliktedir, fazlası değildir ve asla kursun yerine geçmezler.

Kursun başlangıç zorluklarına ve yolun zorlamalarına göğüs germekten kaçınanlara, çarmıhını sırtına alıp yürümekten gocunanlara, kendi yolunu yürümektense başkalarının yolunda yürümeye çalışanlara diyecek tek lafım var: yanıldığını anlayana kadar yanılgılara yatırım yapmaya mahkûmsun. Fakat bu mahkûmiyet tamamen senin seçimindir ve onu ancak sen bitirebilirsin. İsa Mucizeler Kursu’nu Helen’e dikte ederken, gidin kurslar verin, seminerler düzenleyin ve paranızı öyle kazanın diye yazdırmadı. Aksine, armağan olarak alınan bilgiler armağan yolu ile verilmelidir ki, almak tamamlansın. Kendini kurs koçları olarak pazarlayanların böyle bir durumda olmadıkları aşikâr çünkü kursun en temel doğrusunu dahi hayatlarına geçirmeyi başaramamışlar.

Soruyorum onlara; ben, Bengü Aydoğdu, kursu 15 yıldır gerçekten epey içselleştirmiş ve anlamış biri olarak, 2010 yılından bu yana neden para karşılığı seminerler sunmadım, iyi bir pazarlama uzmanı olmama rağmen, neden bu becerileri kendimi pazarlamak ve çok paralar kazanmak için kullanmadım, kursu satmaya yönelik gelen tüm talepleri ve işgüzar teklifleri neden reddettim? Aptal ve beceriksiz olduğum için mi? Öyle olmadığımı aranızdaki en anlayışsız olanı da az çok anlamalı diye düşünüyorum. Mucizeler Kursu’nu gerçekten anlamış bir öğrencinin kâr odaklı güdüleri sıfırlanır, başkalarının arayışından ve acısından ya da çaresizliğinden para kazanmak amacı saçmalaşır. Hangi yüzle ve hangi akılla ben kursu yapan birinden ondan para talep ederek destek verebilirim ki? Bunun cevabı basit: egomla, sadece egomla. Kutsal Ruh’un maşası olan bir insanın zihni bu tür alışverişlere çalışmaz, çalışamaz. Aksini iddia edenin, spritüelleşmiş egosuyla düşündüğü aşikâr. Para kazanmanın sayısız yolu var yeryüzünde. O yollara manevi yolun ustası olarak para kazanmak dâhil değildir. Hiç bir zamanda ve hiç bir koşulda. Bunu hiç bir gerçek ve doğru usta yapmaz, hangi yol olursa olsun. Mucizeler Kursu’nun öğretmenleri ücretsizdir ve sadece başka bir hizmeti varsa, onun için para kazanma odaklı hizmet sunabilir. Ben örneğin bugüne kadar bir sürü kitap yazabilir ve yayınlayabilirdim fakat bu konuda bile geride duruyorum üne, şana, paraya kapılmamak için. Yıllardır Sır Muhabbetler adlı kitabım çekmecemde bekliyor ve bir türlü elim gitmiyor yayınlamaya. Kötü olduğu için mi? Hayır aksine, test okuyanların geri bildirimlerine göre çok iyi bir eser ortaya çıktı fakat yayınlama vakti demek ki henüz gelmediğinden ya da şartların oluşmadığından sizin elinizde değil, hala çekmecemde. Bakalım, zaman ne getirecek?

Ben, web ve grafik tasarımcısı olarak çalışıyorum hayatımı muhakeme etmek için. Boş zamanlarımda kurs öğretmeni ve rehberi olarak yazıyorum. İlk kitabımdan dahi para kazanmadım, masraflar bana kaldı. Tüm sayfalarımın ücretlerini kendi cebimden ödüyorum hiç kimseden beş kuruş talep etmeden. Sizce bu ahmaklığımdan mı böyle? Oysa belki de en çok benim Mucizeler Kursu konusunda Türkiye’de bir “tezgâh” açınca para kazanma imkânım var çünkü 2010 yılından bu yana epey ismim duyuldu, sayfalarım ve yazılarım tanındı, hatta kopyalandı. İşin içine bir de reklam ve marketing (pazarlama) becerimi koyarsam, Türkiye’nin bir numaralı öğretmeni olmam için hiçbir engel yok diyebilirim ama var işte: Kutsal Ruh!  Zihnimde çünkü O egemen ve egonun saçma sapan para kazanma güdüleri işlemiyor. İşleseydi, çoktan bazı bilindik “yaşam” veya “nefes” koçları gibi egonun ün ve şan amaçlarının kurbanı olmuştum. Olmadığıma göre, dünyanın şatafatlı tuzaklarını iyi gördüğümü, onlardan korunmanın mümkün olduğunu ve hiç kimsenin kursu ağzında geveleyen ve yalan yanlış yorumlayan başka bir kurs öğretmenine ihtiyacı olmadığının kanıtıyım. Bu yazım “sert” ve “yargılı” gibi yorumlanabilir fakat o sadece dürüst ve dolaysızdır. Aksini hisseden kişi kendi egosunu mercek altına alsın çünkü olmayan bir saldırı gördüğü aşikâr. Böyle yazdığımda aklıma hep sevgili Şems gelir. O da taviz vermedi “bilgiçlik” taslayanlara. O zaman doğru olan tutum bugün de doğru.