Güven, ruhani bir yolda en önemli temel unsurlardar biridir. Fakat bu güven kendimize güvenmekle alakası yoktur. Aksine, kendimize güvenmek demek egomuza güvenmek demektir. Diğer yanda, ben yalnızca Tanrı’ya veya İsa’ya ya da Kutsal Ruh’a güveniyorum diyerek kafamıza eseni yapmak ve ilham aldım diyerek yanılgılara beşik kurmak gerçek anlamda güvenmek değildir. Gerçek güven teslimiyet demektir, geri çekilmek demektir, derin bir tevazu demektir. Her ne olursa olsun ve ne pahasına olursa olsun. Bu da korkularımızla karşı karşıya gelmeyi gerekitirir ancak onlara karşı savaşmayı değil. Bilgelik yolunun savaşı eylemsiz bir savaştır. Yalnızca sevgiye odaklanarak eksik veya zayıf olan güveni güçlendirebiliriz ve bu yolda asla yalnız değiliz. İsa, Mucizeler Kursu’nda şöyle anlatır:
“Güven, ustalık elde edilene kadar tam olarak gelişemez. Korkunun üstesinden gelinebileceğine dair temel hatayı düzeltmeye çalıştık ve sadece sevginin üstesinden gelinebileceğini vurguladık. Şimdiye kadar sadece istekliliğini gösterdin. Sevgide ustalık, herhangi birinizin şimdiye kadar elde etmiş olabileceğinden çok daha büyük bir güven gerektirir. Ancak, en azından istekli olmak, bunun mümkün olduğuna inandığınızın bir göstergesidir. Bu sadece güvenin başlangıcıdır. Bu, istekli olma ile ustalık arasında çok uzun bir süre geçmesi gerektiği şeklinde yanlış anlaşılırsa, zamanın ve mekânın benim yönetimim altında olduğunu size hatırlatmama izin verin.”
Mucizeler Kursu OE, metin 2.V.104 – Çeviri: Bengü Aydoğdu