Mesih’in yeniden gelişini bekleyenler var yeryüzünde çünkü kutsal kitaplarda geleceği yazar. Kimisi Mesih’in gökten ineceğine inanır kimisi bir ikinci İsa olarak doğacağını sanır. Oysa Mesih’in yeniden gelişi tamamen zihinsel bir durum meselesidir. Zihinsel durumda iki şık vardır: ya ego ile düşünürüz ya da Tanrı gibi. Tanrı gibi olan zihinsel duruma doğru düşünüş deriz Mucizeler Kursu’na göre. Doğru düşünüş ama Mesih bilinci değildir. Sadece Mesih bilincine götüren yoldur.
Günümüzde Mesih bilincinden bahsedenler var ancak Mesih bilinci anlayışının saptırıldığına sıkça tanık oldum. Mesih bilinci üç beş aforizmayla veya zaman zaman yapılan meditasyonla ya da arasıra dua etmekle “elde edilmiyor”. Hatta Mesih bilinci istemle sahip olunacak bir şey değil. Mesih bilinci uyanışın kendisidir. Uyanmayan bir insan Mesih bilincinin farkında değildir ve ancak kendini kandırarak farkında olduğunu sanır. Mesih bilincine ulaşmak için tamamen dönüşmek gerekir. Mesih bilinci, kendimizi Tanrı’nın evladı olarak hatırlamamızla eştir.
Ruhsal yolu hafife almak yanlış olur çünkü ruhsal yol çetin bir zihinsel arınma ve dönüşüm yoludur. İnsanı her şeyden çok zihinsel dönüşüm zorlar, yorar ve korkutur, öyle ki, ölümü bile uyanıştan daha çok isteriz. Kendi mutluluğunun ve refahın peşine düşüp kendi maddi ve manevi arzularının gerçekleşmesi için uğraşan biri Mesih bilincini egonun spritüel oyunları ile karıştırır. Bunu günümüz koçlar dünyasında ve koçların peşine düşenlerde gözlemleyebiliriz.
Mesih bilincinin varlığı dünyanın illüzyon olduğunu görmenin kanıtıdır. Mesih bilincinde dünyanın illüzyon olduğunu anlarız, dolayısıyla dünyaya ve insani yaşamlarımıza yönelik ne hırsımız kalır ne isteklerimiz ne de sahte mutluluk arayışlarımız. Her şeye tam anlamıyla eyvallah diyebilmenin gerçekleşmesidir Mesih bilinci. Mesih bilinci dünyayı ve içerdiği her şeyi en ufak bir kıpırtı olmadan ve insani yaklaşımlarla karışmadan izlemektir. Mesih bilinci sevgi olarak akmak ve her şeyi, istisnasız her şeyi sarmak, kapsamaktır. Mesih bilincinin kelimelere ihtiyacı yoktur çünkü o tanrısal gücün kendisidir ve tüm insani iletişimlerin ötesindedir. Bu yüzden üç beş zihinsel deneyim yüzünden yol kenarında vecid halleriyle sarhoş bir şekilde yatıp oranın son durak olduğuna inanmak yanlış olur. Uyanış durumunda vecid dahi kalmaz, tüm duygular ve düşünceler sıfırlanır. Fakat bizler, insanlar, dünyada olduğumuz sürece Mesih bilincine ulaşmış bile olsak her zaman egonun da hükmü altında olabileceğimizi unutmayalım. Bizler bu bedeni terk edip İsa gibi Tanrı katına yükselene kadar hep ikiyiz. Zihnimizde hem ego var hem Kutsal Ruh. Ancak mutlak bir aydınlanma gerçekleşirse o zaman insan bedeninde Tanrı oluruz ve bu durum o kadar ender ki, milyarlar içinde belki birdir veya iki. Bu yüzden ruhsal yolda ilerledikçe egonun ağına düşmemek için kat kat daha dikkatli olmalıyız. Ayartmalar her an her yerdedir ve bizim tek bir zayıf anımızı kollarlar. Kendimizi bir anlığına bile nefrete, korkuya, kedere, üzüntüye, arzuya, hırsa, şehvete, yargıya, acıma duygusuna, bıkkınlığa, sahte sevgiye, şöhrete ve mülke olan bağımlılığa kaptırdığımızda ayartma, yani ego saldırıya geçer ve neye uğradığımıza şaşar kalırız. Sonrasında toparlanmamız elbette mümkün fakat yolda gerilemiş oluruz çünkü egoyu büyütmüş oluruz. Bu nedenle uyanış yolunda ne kadar çok ilerlersek başımıza gelen felaketler o denli ağır ve yorucu, hatta bizi had safhada ezebilecek nitelikte olabilirler. Ego, iblisler ordusunu bize karşı bir yolladı mı, onlarla baş etmek için tüm inancımıza sarılıp Kutsal Ruh’tan güç almalıyız. Kutsal Ruh bizim dışımızda bir şey değildir. O bizim zihnimizdeki Tanrı’nın Sesidir ve Ona tutunduğumuz sürece Tanrı’ya tutunmuş oluruz. Bizim nefsimize karşı olan savaşımız, yani egoyu reddetme tutumumuz nihayetinde Tanrı’nın lütfuna götürür. Son adım … Tanrı’dandır. Mucizeler Kursu’nda İsa şöyle der:
“Masallar hoş veya ürkütücü, güzel veya çirkin olabilirler ama kimse onlara hakiki demez. Çocuklar muhtemelen onlara inanabilirler ve bu yüzden masallar onlar için bir süreliğine hakikidir. Ama gerçeklik doğduğunda fanteziler yok olur. Gerçeklik, o arada ortadan kalkmaz. Mesih’in yeniden gelişi gerçekliğin bilincidir, onun geri dönüşü değil. Bakın çocuklarım, gerçeklik burada. O size ve bana ve Tanrı’ya aittir ve hepimizi tamamen tatmin eder. Yalnızca bu bilinç iyileştirir çünkü o hakikatin bilincidir.”
Mucizeler Kursu OE, metin 9.III.19 – Çeviri: Bengü Aydoğdu