Tüm insanlar çabalarında eşittir. Hepimiz mutlu olmak ve acı çekmekten kaçınmak isteriz. Ancak bizi üzebilecek her türlü ıstırabı ortadan kaldırmaya yönelik tüm çabalarımıza rağmen, kendimizi olanlara ve koşullara çaresizce maruz kalan kurbanlar olarak görüyoruz. Her insanın sahip olduğu – kişi farkında olsun ya da olmasın – güçsüzlük hissi bu görüşten kaynaklanır. Bu görüş, karma yasasının getirisidir. Şimdi mutlu olup olmadığımız veya acı çekip çekmediğimiz, geçmişte gerçekleştirdiğimiz eylemler tarafından çoktan belirlendi. Bu nedenle, mevcut durumumuzla ilgili yapabileceğimiz hiçbir şey olmadığı duygusunda algı mahlûkatı insan olarak tamamen haklıyız. Fakat haklı olmak hakiki olmak değildir. Boyutları karıştırmamak gerek. İçinde hapsolduğumuz yanılsama dünyasında haklıyız, ancak hakikat babında değiliz. Hayatta yaşamlarımızın ve şartlarımızın önceden belirlenmiş olduğunu anlamadığımız için boşuna savaşırız. Bunun yerine, şu anki davranışımızı derhal değiştirmekle ilgilenmeyiz ki, duygu ve düşünce boyutumuzda kaderimizle savaşmaktan vazgeçelim. Bazılarımız, kendilerini değiştirince geleceğini de değiştireceğine inanır, ancak bu inanış pek doğru değil. Mucizeler Kursu’nda her şeyin önceden belirlenmiş olduğunu öğrenirken, tüm yanılsama filminin de çoktan bittiğini öğreniriz. Bu durumda dışsal bir değişim için yapacak bir şey yoktur. Olacak olan olacaktır. Mesele bu kadar basittir. Bu yaşamda istediğimiz türden bir gelecek olsun diye uğraşmak ancak zaten belirlendiği gibi mümkündür, fakat bizler her şeyin çoktan belirlendiğinden belirlenen olaylar ve şartlar dışında hiçbir şey yapamayacağımızı gerçekten kabul edecek bir aşamada mıyız? Eğer öyleyse, gerçekten lütufsal bir durumdayız çünkü yanılgıların çoğunu epey geride bırakmışız.
Gelecekte mutlu olmak veya acı çekmekten kaçınmak yalnızca düşünsel boyutta mümkündür, dışsal görüngüler dünyasında değil. Bu nedenle tek kurtuluş yolu zihinsel dönüşümle ve nihayetinde “aydınlanma” ile mümkün olur. Aydınlanmış bir zihin egonun kıskacından kurtulan, hakikati olduğu gibi gören ve yanılsama dünyasının doğasını bilendir. Tekrarlıyorum, kurtuluş bu kadar basittir. Zor olan şey, kişilikten, bedenden, dünyadan, hatta evrenden vazgeçmektir ve tümünü hiç olarak görmektir.