Mucizeler Kursu, zihinsel dönüşüm için evvela mevcut düşüncelerimizi değiştirmemiz gerektiğini öğretir. Zihindeki egosal düşünce sistemi yerine Kutsal Ruh’unki egemen olduğunda dönüşüm gerçekleşmeye başlar. Bunu başarmak için okumak yeterli değil. Dersleri uygulamak ve tekrarlamalar şart. Mucizeler Kursu’nun metin kitabının ilk yarısında İsa, egonun düşünce sistemini en ince ayrıntısına kadar ifşa eder, açıklar. Böylece nasıl saçma ve yanlış düşünceler içinde olduğumuzu öğreniriz. Bunu neden yapar diye soranlar var. Nihayetinde yanılsama olan egoyla uğraşmak onu bir nevi gerçek yapar. Doğrudur, fakat çoğu öğrencinin çıkış noktası o denli derin bir bilinçsizlik ki, evvela hiçbir şey bilmediğini anlaması için ego ifşa edilir.
Benim zamanında merak ettiğim şey, düşünme eylemi esnasında içeriğinin nasıl işlenmesiydi. Bunun cevabını deneyimle aldım.
İnsan, kendi düşüncelerine ve benliğine tutkulu bir mahlûkattır. Hepimizde vardır bu narsis yapı. Bu nedenle ruhsal çalışmanın özünde ilkin kendimize ve fikirlerimize ne kadar önem verdiğimizi, kendimizi ne kadar beğendiğimizi, üstün bulduğumuzu ve masumiyetin maskesini takarak ne denli yargılayıcı ve aşağılayıcı bir zihin yapısına sahip olduğumuzu anlamalıyız. Bunu anlamak için gizlide saklıda kalmış her şeyin su üstüne çıkması gerekir. İsa bunu kursda fevkalade net ve kesin bir şekilde başarıyor.
Ardından, tüm o yüce fikirlerimizden, bakış açımızdan, kendimizi özdeştirdiğimiz özelliklerden ve bizi değerli yaptığını sandığımız ayrıcalıklarımızdan vazgeçmeliyiz. Bunun zor olduğunu anlatmam gerekmez. Herkes az çok bunun deneyimini yapıyor. “Ben” denilen şey o kadar köklü ki zihinde, koparmakla bitmiyor. Çoğumuz hatta o ben’i ruhsallaştırıp aydınlandığını sanarak egonun teknesinde yol almaya devam etmekte. Çoğu koçlar, öğretmenler ve rehberler o tuzağın içinde debelleşip duruyor günümüzde. Egonun en içteki özü narsisizmdir. Bunu bilmekte fayda var. Deneyim yoluyla benliğin saçmalığını, kibrini, küstahlığını ve kendini beğenmişliğini keşfedenler bir an önce ben’den kurtulmak için yalnızlığa, sessizliğe ve derslere sarılıyor. Kursu uygulamak zor bir dönem olsa da gayretli olmanın getirisi muhteşemdir. Yolda epey ilerleyenler ulvi Sevginin kaynağının tadını almaya başlarlar. İbadet o zaman gerçek bir anlam kazanır. Her şeyimizi, her düşüncemizi ve amacımızı Kutsal Sevgiye teslim etmekle beraber bizleri dünyaya bağlayan iplerin kopuşuna tanık oluruz. Bağlarımızın koptuğu yerde özgürlük yeşerir. Narsis bir ben yerine seven bir BEN büyümeye başlar, özgür ve Tanrı’nın İradesini paylaşan bir BEN.
Aydınlanma yolu inkâr yolu değildir; bir vazgeçiş ve bağımsızlık yoludur. İnkâr egonun kalesidir, dünyaya karşı bağımsızlık ise Kutsal Ruh’un.